15 Mayıs 2011 Pazar

Küresel Isınmanın Türkiye'ye etkileri

Küresel ısınma ve yanlış su yatırımları, Türkiye'nin "su bütçesini" yok edebilir.Suyun aşırı tüketimine yönelik yatırımların devam etmesi halinde ülkemizin küresel ısınmanın etkilerinden olumsuz etkilenmesinden endişe ediyoruz. Türkiye, sanılanın aksine, su kaynakları açısından son derece fakir olup kişi başına düşen su miktarı dünya ortalamasının yaklaşık beşte birine karşılık geliyor.
Küresel ısınmanın etkisiyle Türkiye'nin su kaynakları daha da kısıtlı hale geleceği için su bütçemizin son derece dikkatli kullanılması gerekiyor.
Ülkemizin 2030 yılı su kullanım hedefleri ve yatırımları, suyun daha çok israf edilmesine neden olabilir.
Suyumuzu nasıl kullanıyoruz?Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü verilerine göre 2003 yılı itibariyle kullanılan suyun miktarı toplam 40,1 milyar metreküp. Bu miktarın 6,2 milyar metreküpü (%15,5) içme suyu, 4,3 milyar metreküpü (%10,7) sanayi, 29,6 milyar metreküpü (%73,8) ise tarımsal amaçlı olarak kullanılıyor. Bu dağılım içinde en büyük paya sahip (toplam su kullanımının dörtte üçü) tarımsal su kullanımının, DSİ 2030 planına göre 72 milyar metreküpe çıkarılarak yüzde 143 oranında artırılması öngörülüyor. Öte yandan, yine DSİ Genel Müdürlüğü verilerine göre sulanabilir alanların 2030 yılına kadar 4,9 milyon hektardan 8,5 milyon hektara çıkarılarak yüzde 73 oranında büyütülmesi planlanıyor.
Tarımda israf edilen suNe var ki, Türkiye'nin kısıtlı su kaynaklarının dörtte üçünü tüketen sulama yatırımları hızla yapılırken suyun tasarruflu kullanımı ve ürün deseni üzerinde yeterince durulmuyor. Ülkemizde sulanan alanların %94'ü, suyu israf eden yüzey sulama metotları (karık, tava ve salma) ile yapılırken geriye kalan sadece %6'lık bir alanda basınçlı sulama sistemleri (yağmurlama, damlama) kullanılıyor. Oysa yüzey sulama yöntemi yerine basınçlı sulama sistemlerinin oluşturulmasıyla tarımsal sulama için kullanılan sudan tüm ürünlerde en az yüzde 50 oranında tasarruf sağlanabilir. Bu güne kadar sulamanın yüzeyden yapılması nedeniyle Türkiye'nin su kaynaklarının en azından üçte birinin israf edildiği tahmin ediliyor.
Yüzey sulaması yapılarak suyun israf edilmesi ve şeker pancarı gibi aşırı su tüketen tarımsal ürünlerin desteklenmesi nedeniyle Konya Havzası'ndaki sazlıklar başta olmak üzere dünyaca ünlü pek çok sulak alanımızı kaybettik.
2030'da daha çok sulak alan yok olabilirDSİ, tarım sektörü dışındaki sektörlerde de suyun tüketiminde büyük bir artış öngörüyor ve toplam kullanılan su miktarını 40,1 milyar metreküpten 112 milyar metreküpe çıkarmayı (yüzde 179'luk artış) hedefliyor. Bu artışın Türkiye'nin doğal su rezervleri olan sulak alanları nasıl etkileyeceğiyle ilgili bir hesaplama bulunmuyor. Ancak hâlihazırdaki 40,1 milyar metreküplük su kullanımı nedeniyle Marmara Denizi'nden daha büyük bir yüzölçümüne karşılık gelen 1 milyon 400 bin hektarlık doğal sulak alanın (Türkiye'deki sulak alanların yaklaşık yarısı) kaybedildiği dikkate alındığında 2030 yılında doğal sulak alanların neredeyse tamamının yok olması bekleniyor.
Küresel ısınmaya hazır değilizKüresel ısınma tüm dünyanın ve Türkiye'nin su kaynaklarını tehlikeye sokarken, Türkiye suyun aşırı kullanımına neden olan tarımsal yatırımları gerçekleştirmeye devam ediyor. Çevre ve Orman Bakanlığı, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın "İsrail modeli" olarak tanımlanan basınçlı sulamaya geçiş konusundaki prensip kararları son derece sevindirici, ancak yeterli değil. Küresel ısınmanın olumsuz etkilerini en aza indirebilmek için DSİ'nin 2030 yılında tarımsal su kullanımını %143 oranında artırarak yeni sulu tarım alanları açma hedefinin gözden geçirilmesi ve çevresel açıdan risk taşıyan projelerin iptal edilmesi şart.
Konu hakkında açıklama yapan Doğa Derneği Genel Müdür Güven Eken "Türkiye'nin küresel ısınmaya karşı mücadelesinde daha etkili olabilmesi için acil olarak harekete geçmesi gerekiyor. Bu nedenle, Çevre ve Orman Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın su kaynaklarıyla ilgili politikalarını müştereken belirlemek konusundaki adımları son derece umut verici. Ancak Türkiye'nin su kaynaklarının korunabilmesi için Devlet Su İşleri'nin 2030 planlarında köklü değişiklikler yapılması ve çevre üzerindeki etkileri tam olarak bilinmeyen su yatırımlılarının durdurulması gerekiyor" dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder